top of page

Anne

 

Depo olarak kullanilan garajdaki saman bir sepetin icinde lousa ana kedi iki yavrusuyla yatiyordu...Yavrular dunyaya geleli ancak 1-2 gun olmustu..Acinacak halleri vardi. Kucuk penceleriyle bir yere tutunamiyor, hep kayiyorlardi. Oldukca kocaman olan kafalarini annelerinin karnina sokuyor, durmadan meme araniyorladi. Gozleri falan daha kapaliydi. Cok tuaf bir gorunusleri vardi. Fakat anneleri onlari essiz guzel buluyordu. Elbette, kendi cocuklariydi bunlar. Bir tanesi turuncu, siyah ve beyazdi, yani annesi gibi bir gun tablo kadar guzel bir kiz olmaya aday..Digerine gelince; o babasi gibiydi. Beyaz sik pantalonlu, beyaz eldivenleri, siyah simokini, burnunun uzerindeki beyaz lekesiyle, o icli sarkilar soylemesini bilen babanin tipkisi.

Mart aksamlari, bahcede, bir agizdan, iki sesli ne guzel sarkilar soylemislerdi. Kucuk ve kaygan elleri, koca kafalari, pembe burunlu yavrularin bu kadar guzel olmalarindan daha dogal ne olabilirdi ki? Bir kere kedi, tum dunya bilir ki, en guzel hayvanlrdan birisidir...Ustelik onun yavrusu. Ama bu kadar guzelleri annelerine gore, daha dunyaya  gelmemisti...

 

Kedi anne, gururla yerinden dogruldu, sirtini kabartip gerindi ve sevgiyle mirildanarak, dunyaya getirdigi kucuk mucizeleri seyretti.

 

Bu garaj, her bakimdan tam istedigi gibiydi. Sessiz, rahat yumusak kirpintilarla dolu bir sepet. Cocuklar icin tirmanma denemeleri yapacaklari bir suru sey vardi icerde. Genis kapi altindan sizan gunes isigi, bazen de mehtap, oyun oynamak icin genis bosluklar ve sonra...bol bol fare delikleri...Cocuklarin mesleki bilgileri"ni edinmeleri, sora ihtisas yapmalari icin aranip da bulunmayacak bir yer..

 

"Su farelerle biraz da kendim ilgileneyim, hazir couklar uyurken..biraz eglenmis olurum, cocuk bakim kolay degil yoruyor insani..hani istahimda yok degil" diye sepetten dogruldu, couklari cabuk cabuk bir kere daha yaladi..

 

Karton kutulari, eski mobilyalari koklaya koklaya dolasmaya basladi..Artik pek genc sayilmazdi, boyle dolasirken, yine de icinde fare pesinde kosmanin o tatli heycanini, ic giciklayan zevkini duyuyordu.. "Hissstttt, dur, bu hisirti ne? Fare kokusu degil mi su kutunun icinden gelen?" Bu "mis gibi" kokuyu alip da, bir kedidin burnunun aldanmasi mumkun olabilir mi? Kadife terlikleriyle usul usul, ihtiyatli bir adim...(ah kediden baska kim boyle yuruyebilir ki?) Ve iste, karton kutunun aralik kapaginin tam ustundeydi..Icinde kucuk, tuysuz iki fare yavrusunun yattigi bir kutu...

 

"Hepsi bu mu?" dedi kendi kendine."Kadife terlikleri bosu bosuna mi gecirdik ayagimiza? Bunlarin ne gozleri goruyor, ne kosturuyorlar. Iki kucucuk lokma icin zahmete bile degmez. Her neyse..kismetimize..aparatif niyetine"

 

Tam patisini atarken, icinden bir ses duydu "Ne gozleri duyuyor, ne de kacabiliyorlar. Tipki senin cocuklarin gibi. Bak nasil acinacak haldeler. Analari olmus olmali. Sen yanlarinda yokken cocuklarin nasil aciz ve savunmasizsa, bunlar da iste oyle. Evet bunlar "fare" ama kucucuk yavru. "Yavru" ne demektir en iyi senin bilmen lazim?"

 

Ona seslenen, onu buyuleyen bu ses ancak bir ana yureginden kopup gelebilirdi..Kedi bile olsa, yureklerin en buygu olan Anne yureginden..

 

Kedi egildi, basini kutunun icine soktu...Kucuk fareyi gayet dikkatli disleriyle tutarak kendi sepetine tasidi..Sonra digerini. Ikisini de bagrina basti, yavrulariyla birlikte onlari de yaladi, emzirdi.

 

Fare yavrulari donmus gibiydi, sesleri soluklari cikmiyordu, acliktan olmek uzerelerdi ama sicak anne karninda canladilar, karinlar doyunca keyifleri yerine geldi. Annelerinin yanindayms gibi kendilerini mutlu, rahat ve guvende hissediyorlardi. Hic bilmiyorlardi bu en tehlikeli "dusman" dir ama "Anne" dir. Tek bildikleri, tirnaksiz, yumusacik kadife ellerin uzerlerinden eksik etmedigi sefkatti.

 

Kedi yavrulari buyuduler,  fare yavrulari da onlarla birlikte..Dordu de gozlerini actiklarinda, ayni ananin , ayrilik gayrilik yapmayan buyuk sevgisini buldular. Cocuktular sonucta . Birlikte oynuyorlardi, disariya cikip mayis gunesini de oyunlarina katiyor, baska kedi gorduklerinde yine de garajlarina kacip, iceriye sizan gunesin, basinda altindan bir hale ordugu, kedi annelerinin koynuna sokuluyorladi........

 

Olmus bir hikaydir bu anlattigim. Basit, kucuk, cocuksu ama aslinda cok buyuk bir hikaye. Kucuk bir canlinin, bir kohne garajda, nasil yeni bir dunya, nasil yeni bir hayat yarattiginin hikayesidir. Her canlinin boyle davranmasini bekleyemeyiz elbette. Buna daha cook vakit var. Fakat onemli olan, bunun "olmus" olmasi...

 

Klasik dunya kanunlari agir, acimasiz ve guclu ama yenilmez degil. Adim adim, basamak basamak, gelisip, egitip onlari alt etmek mumkun. Zira, o cok buyuk duygu..yani SEVGI bu dunyanin ruhunda canli bir guc olarak mevcut. Yavas yavas da ola, bugunkunden farkli bir dunya dogacak, bunu bizler olusturacagiz.

 

Ne garajlar, komurlukler,  tavan aralari, fakir evleri var ki; bu dunyanin yaradilisina cok kereler sahit oldular. Ama insanlarin bundan haberi olmadi..Insanlarin neden haberleri var ki zaten? Onlar hic bir sey bilmiyorlar. Iclerinde en cahilleri de, en cok bildigini sananlar.

 

Mayis gunesi insanlarin bilmediginden fazlasini pek guzel biliyor. Bunun icinde ici sevgi dolu tum annelerin basina altindan bir hale oruyor...

 

Hepinizin ve sizler gibisini dunyaya getiren anelerin her gunu mutlu olsun..

Gamze Erkok Neer


 

bottom of page