Bir Yudum Nefes
Boynuna ip bağlanarak kaderine terkedilen Nefes..
Bu köpek sayesinde dünyanın en güzel gözlerinin size güvenle bakan gözler olduğunu, ve bir yudum nefes için gırtlağını parçalayacak kadar yaşamayı sevmek gerektiğini ÖĞRENDİM.
Artık bir "köpeğimiz" var. Bu köpek sadece bize ait. Bu köpek çok özel. Bu köpeği biz birlikte yarattık ve adını da birlikte koyacağız.
Öncelikle her birinize dualarınız için teşekkür ediyorum. Epeydir Hayvanları Koruma Derneği'nin asli görevini değil de "kedimi al yoksa atarım","sokağımdan köpekleri topla yoksa vurdururum" diyenlerin kaprisini tatmin ediyor ve bu hayvanları toplayıp barınak denilen hapishaneye tıkıyordum ve kendimi sevmiyordum. İşte asıl HAYKOD'un görevi bu. Uzun zamandan beri kendimi ilk defa önemli, yararlı ve doğru bir iş yapmış olarak hissediyorum ve kendime de "aferin" diyorum :-)
Her şey Perşembe günü sabahın köründe gelen bir telefonla başladı: Dikmen Öveçler'de anne, baba, dört yavrudan oluşan bir köpek ailesi vardı ve baba köpeğin boynunda çok sıkı bir tasma vardı.
Göksal'la gittik. Köpeğin inek kafası kadar olmuş kafası, bileğim inceliğinde boynu, kırmızı bir tasması ama çok kuvvetli bacakları ve de feci akıllı bir karısı vardı. Kadın ne yapıp ediyor, kocasını koşturuyor, ona destek oluyor ve yanına 20 metreden fazla yaklaştırmıyor, bir şekilde bizi oyalıyor ve onun kaybolmasını sağlıyordu. Dört saat yağmurun altında koşturup, başarısız olarak döndük.
Cuma günü Çankaya Belediyesi'nin köpek toplama ekibi, Aynur ve ben yine gittik. Köpek ailesi sarmaş dolaş uyuyorlardı. İki doz uyuşturucu iğne atılmasına rağmen, kendisi de iğnelerden birisini yanlışlıkla yemesine rağmen, akıllı kadın yine yaralı köpeği yok etmeyi başardı. Beş saat koşturduktan sonra yine uykusuz bir gece geçirmek üzere elimiz boş döndük.